Perşembe, Ağustos 18, 2005

yağmur

hayatımda en çok sevdiğim kelimedir yağmur, hem madden hem de manen. yağmur deyince aklıma şu görüntü gelir: yemyeşil çayırlarla ve ağaçlarla kaplı sarp tepeler, aynı Doğu Karadeniz gibi. gökte bulutlar ne çok koyu ne de çok açık gri; yağmurun saflığını, güzelliğini gölgeletmeyecek şekilde dengede. ağaçların yaprakları ışıl ışıl parlıyor tazeliğiyle, çayırlar bayram ediyor biraz daha büyümek, göğe doğru adım adım ilerlemek, ona biraz daha yaklaşabilmek ümidiyle. ben o çayırların ortasındayım: içimde sıkıntıdan, karamsarlıktan; zihnimde en ufak bir ağırlıktan, rahatsızlıktan eser yok, adeta kuş gibiyim ve kendimi bırakmışım yağmurun ortasına, ıslanıyor, sırılsıklam oluyorum yağmur damlalarıyla. o damlaların saflığında, duruluğunda kendimi buluyorum, özgürlüğü, mutluluğu, hayatın, yaşamanın anlamını, güzelliğini buluyorum. ufkum açık, korkularımdan, endişelerimden eser yok, yağmur damlalarıyla birlikte akıp toprağa karışıyor hepsi. her şeyimle kendimi yağmura, saflığa, duruluğa bırakmışım, düşünmüyorum hiçbir şey. biraz sonra ıslanıp tenime yapışmış giysilerimi de çıkarıyorum, artık tamamıyla onun kollarındayım, yağmur gibi çırılçıplak. düşen damlaları tenimde birebir hissediyorum şimdi, durulanıyorum akan her damlayla, özüme kavuşuyorum. insan olmanın özüne, yani güzelliğe ,erdeme, saflığa. artık bütün çirkinliklerden uzağım, bütün kötülüklerden, kinden, nefret tohumlarından...

artık kendime insan diyebilirim ,saf, temiz duygularımla, gönlümde biriken sevgiyle,kavuştuğum en güzel halimle.
içimde besleyip büyüttüğüm nefretle, kinle, kıskançlıkla, düşmanlıkla, fesatlıkla, kısacası bütün kötülüklerle kaldığım sürece asla kendime ben bir insanım diyemem.
çünkü benim özüm saflıktır, duruluktur, sevgidir: kısacası hayattaki güzelliklerin hepsidir, bunlar özümde olduğu sürece kendime insan diyebilirim.
bir insan, tıpkı yağmur gibi...

4 yorum:

Handan dedi ki...

Bilmesem yazmadığımı ben yazdım diyeceğim, yaaa, ama ben yazacaktım bunu.

Yağmur her yağdığında kendimi (hatta çocukları da kapıp) dışarı atarım. Ilıksa hava kesin çıplak ayakla gider bütün birikintilere basarım. İnsanı bu kadar negatif enerjiden arındıran başka bir şey yok. (Var da karıştırmayalım orayı şimdi)

Ben yazacaktım ama...

Sevgilerimle, yağmurlar yıkasın seni..

Murat Artan dedi ki...

temenniniz için çok teşekkürler.
sizin yazmanızı çok ama çok isterim,aynı konuyla ilgili farklı bir bakış açısı çok merak ettim, lütfen yazın blogunuza, bekliyorum.

Handan dedi ki...

Valla ben de isterdim yazmayı ama bu kadar mı aynısı yazılır.Neyse başlasın yağmurlar , bulurum belki başka birşeyler.

Murat Artan dedi ki...

üzücü bir durum,gerçekten
yaşadığım şehir antakya ya çok yağmur yağar bazen çok şiddetlidir de.nitekim 2002 yılında burada bir sel felaketini biz de yaşadık, nice insanlar evsiz kaldı buralarda,caddeler mil yığınıyla doldu dükkanlar battı köprüler yıkıldı...
evimiz tek katlı bizm,olan bodrumumuza oldu o gün ve orada büyüttüğümüz yavru kedilerimize de .içler acısı haldelerdi gittiğimizde ama kurtardık hepsini.
hayattaki her fani şeyin güzel tarafı olduğu gibi mutlaka kötü bir tarafı da oluyor işte. bu kaçınılmaz bir durum, o yüzden her şeyin güzel tarafını yaşayabilmektir önemli olan,güzel tarafını görebilmektir.
yoksa bu dünyada yaşayabilmek imkansız olurdu diye düşünüyorum.