güzel bir hafta geride kaldı. arkadaşlarımla yeniden buluştum,onlarla birlikte olarak yeniden mutlu olduğumu hissettim. onlar ve ailem benim en büyük mutluluk kaynağım çünkü.
bir çok arkadaşımla buluştum şu hafta içerisinde.bol bol şehir turu attık,bol bol mekanlara takıldık. yine leziz kahveler içtim,güzel sohbetler eşliğinde. galiba benim hayattaki en büyük zevkim işte bu. bazı arkadaşlarımla eski zamanlarımızı yad ettik,andık ve daha güzel günlerimizin de olacağına yürekten inandık.
aklıma çok güzel bir anı geldi. konsere gitmiştik dört kafadar, sınırsızca eğlendik o akşam,sesimiz kısılana kadar eşlik ettik şarkılara. gece bittiğindeyse geri dönüş için kafaları kaşımaya başladık. her yer insan ve araba kaynıyordu malum,minibüsler doluydu hep. işte orada yılın gafı diyebileceğim bir an geldi. "bir dolmuş bulsak da gitsek." dedim arkadaşlara. o esnada benim saf arkadaşım "niye,illa ki dolmuş mu olması gerekiyor,boş bitane bulunca binemez miyiz?" gibisinden bir soru sordu. ben önce afalladım,şaka yapıyor herhalde dedim ama suratına baktığımda hiç de şaka yapıyor gibi bir hali yoktu. "sen ciddi misin yoksa şaka mı yapıyorsun?" diye sordum, "yoo,neyin şakasını yapayım ki?" dedi bana. ben hayret içerisinde "şimdi sen minibüsün bir adının da dolmuş olduğunu bilmiyor musun yani?" dedim ve bana bilmediğini söyledi ve ben koptum orada gülmekten. hiç bir zaman unutamadım bu güzel anıyı. sonra biz dört kafadar zaten tıkanmış olan yolda duran arabalardan birine sorduk bizi bırakması için ve şehre döndük. arabanın arkasına sıkışarak doluştuk, araba sahipleri de çok samimilerdi,bir de onlarla muhabbet ettik. güzeldi,çok güzeldi.
şimdi ders zamanı.bu hafta ikinci yarı başlıyor. bu dönem her şey çok daha güzel olacak,inanıyorum.
bir çok arkadaşımla buluştum şu hafta içerisinde.bol bol şehir turu attık,bol bol mekanlara takıldık. yine leziz kahveler içtim,güzel sohbetler eşliğinde. galiba benim hayattaki en büyük zevkim işte bu. bazı arkadaşlarımla eski zamanlarımızı yad ettik,andık ve daha güzel günlerimizin de olacağına yürekten inandık.
aklıma çok güzel bir anı geldi. konsere gitmiştik dört kafadar, sınırsızca eğlendik o akşam,sesimiz kısılana kadar eşlik ettik şarkılara. gece bittiğindeyse geri dönüş için kafaları kaşımaya başladık. her yer insan ve araba kaynıyordu malum,minibüsler doluydu hep. işte orada yılın gafı diyebileceğim bir an geldi. "bir dolmuş bulsak da gitsek." dedim arkadaşlara. o esnada benim saf arkadaşım "niye,illa ki dolmuş mu olması gerekiyor,boş bitane bulunca binemez miyiz?" gibisinden bir soru sordu. ben önce afalladım,şaka yapıyor herhalde dedim ama suratına baktığımda hiç de şaka yapıyor gibi bir hali yoktu. "sen ciddi misin yoksa şaka mı yapıyorsun?" diye sordum, "yoo,neyin şakasını yapayım ki?" dedi bana. ben hayret içerisinde "şimdi sen minibüsün bir adının da dolmuş olduğunu bilmiyor musun yani?" dedim ve bana bilmediğini söyledi ve ben koptum orada gülmekten. hiç bir zaman unutamadım bu güzel anıyı. sonra biz dört kafadar zaten tıkanmış olan yolda duran arabalardan birine sorduk bizi bırakması için ve şehre döndük. arabanın arkasına sıkışarak doluştuk, araba sahipleri de çok samimilerdi,bir de onlarla muhabbet ettik. güzeldi,çok güzeldi.
şimdi ders zamanı.bu hafta ikinci yarı başlıyor. bu dönem her şey çok daha güzel olacak,inanıyorum.