Pazartesi, Haziran 30, 2008

elma

hafif ekşi, sulu ve gevrek; tam da sevdiğim gibi. annemin perşembe pazarından aldığı bu senenin ilk elmasını bahçede oturmuş yerken birden geçmişe, çocukluğuma gittim ve gülümseyerek o günleri hatırladım.
memleketimden çok uzaklarda serin bir yaz günü, yer Van' ın uzak ve unutulmuş bir ilçesi. ben ortaokul çağındaydım o zamanlar. kaldığımız yerin kocaman bir bahçesi vardı, içinde de türlü meyve ağaçları, uzun dev kavak ağaçları. bahçeden uzak dağlara bakar, oraları merak eder ve çocukça hayaller kurardım. havası gündüz yirmi beş dereceyi pek geçmezdi bu diyarın ve sürekli eserdi; malum dağ havası çünkü denizden yüksekliği 2400 metreydi. kış uzun sürer, meyveler geç olgunlaşırdı. Eylül girer girmez hava soğumuştu ve biz de hemen kaçıvermiştik memleketimize.
bahçede meyve çok olunca taliplileri de çok olurdu doğal olarak. etrafın çocukları bahçeye dalar meyveleri yürütürlerdi sık sık, bize de kovalamak düşerdi tabii. bir gün yine teşebbüse yeltenirken devredeydik. sonra benim munis çocuk ruhum dayanamadı, bahçeden elma topladım ve gidip çocuklara verdim, o sahneyi hiç unutamıyorum.
bir süre sonra çocuklardan biri yanıma geldi, beni alıp götürmek istedi diğerlerinin yanına, ben ne istediklerini bilmez halde utangaç ve çekingen gittim çocukla ve biz arkadaş olduk hepsiyle. sonraki günler o kadar güzeldi ki ve ben o çocuklarla o kadar mutluydum ki...
o çocukların tertemiz kalplerini ve içtenliklerini unutmam mümkün değil. gazetenin öğleden sonra ancak geldiği, güneşin yüksek dağların ötesinde erkenden battığı, uzun ve sert kışların hüküm sürdüğü ama insanların bir o kadar da sıcak olduğu o bambaşka diyarları özlüyorum.

8 yorum:

untilwesaygoodbye dedi ki...

Van dediniz de dikkatimi çekti. Van'ın neresindeydiniz o zaman? Ben Muş'un Malazgirt ilçesinde görev yapıyorum, Van'a gidip gelirim sık sık...

Buarada yazınız eski bir hatıranıza ait sanırım. Güzel yorum katmışsınız, tebrik ederim ;)

Adsız dedi ki...

Dalında portakalı bu sene gördüm hayatımda sen düşün gerisini.Oysa kilometrelerce uzakta bambaşka hayatlar başlıyor güne.Bazen bir köy çocuğunun yerine geçmek istiyorum içimdeki şehir şeytanını öldürüp.

Hilal dedi ki...

Elma...
Ben Amasyalıyım:)
Elma diyarından:)

Murat Artan dedi ki...

koray,Van'ın Başkale ilçesine gitmiştik iki yaz üstüste.Van merkeze de gittim,hatta pilav üstü döner yemiştik:)) bu hatıram elmayı yerken birden geliverdi aklıma,unutmak mümkün değil o kadar güzeldi ki.çok teşekkür ederim.

umar,üsdatım siz bir gelin bu taraflara,ne portakal bahçeleri var,ötesi görünmez:) bir kaç güne kadar köye gideceğim,umarım bir kaç köy çocuğu fotoğrafı çekerim orada,ovanın sıcağında kavruk tenli üstü başı toz toprak köy çocukları,çok seviyorum onları.

hilal,amasya elması da çok güzel yahu,bir kere bize hediye geldi oradan,kocaman sert ve sulu,yemeye doyamazsın.amasya'nın elmasına,malatya nın kayısısına hastayım:))

Gamzeli dedi ki...

aman ne güzel elmalara bak, murat yollasana biraz :)

Hilal dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Hilal dedi ki...

Amasya'nın has elması kocaman ve sert olmaz, orta boy ve hatta bazı cinsleri ufak olur. Sizi kandırmışlar mı ne:) :)

Murat Artan dedi ki...

gamze,bana değil hilale söyle amasyalı olan o :) ben sana portakal falan göndereyim ;)

hilal,belki de ben yanlış hatırlıyorum elmaların şeklini şimalini,ama adamlar amasyalı ydı,bir amasyalı gidip te başka yerden elma alacak değil sanırım,ne dersin;)