Pazartesi, Ocak 28, 2008

Antakya ve ılık bir kış sabahı

burası Vali Ürgen alanı,biz vali göbeği deriz.ortada eski Antakya zamanlarına çağrışım yapan bir heykel bulunur,heykelin etrafı havuzdur ve aslan başlarından sular çıkar.karşıdaki yeşillik parktır,bizim yazlık mekanlarımızdandır,evimizin çok yakınlarında olduğu için.bir keresinde arkadaşımla oturacak bank ararken "şöyle boğaza karşı oturalım." diyerek meydanı farkında olmayarak boğaza karşı oturmaya benzetmiştim.
burası vali göbeğinden köprübaşına gider.caddede genellikle markaların mağazaları vardır,güzel bir gezmelik yoludur,yolun sonu aşağıdaki fotoğrafın olduğu meydana çıkar.
burası şehrin en işlek merkezi,hayatın aktığı yerdir,adı köprübaşıdır halk arasında,nitekim köprüyü arka tarafta seçmeniz kabildir.minaresi görülen cami her şehirde illaki bir tane olan Ulu Camii.karşı dağın adı Habib Neccar.bu zatın hikayesi ise şöyle:zamanında kente gelen İsa'nın havarilerine inanan tek Antakyalı olduğu rivayet edilen bu zatı halktan bir topluluk dağın başına çıkarır ve orada kafasını keser,aşağı yuvarlanan kafası bir yere gelip durar ve sonra kafası toprağı deler,aşağılara kadar toprak oyulur ve bir yerde kalır.sonra gövdesini de getirerek gömerler.şimdi bu zatın türbesinin olduğu yerde Anadolu'nun ilk camisi kuruludur.zatın mezarı yerin altındadır,merdivenle inilir,onun üstünde de iki havarinin mezarı bulunur.dağın eteği çoğunlukla tarihi Antakya'dır.Asi nehri eski ve yeniyi çoğunlukla ayırır.
tarihi Antakya'dan bir eski yapı.şimdi özel lise olarak kullanılmakta.estetik yapısıyla çok özel binalardan bir tanesi.
Posted by Picasa

3 yorum:

Aymen dedi ki...

Boğaza benzetmen aklıma, burada tepeliklerde gördüğüm direkleri çamlıcaya benzetişim geldi:)
su birinkitilerinin ortasındaki adacıkları, adalara benzetişim de büyük bir özlemiş belirtisi olsa gerek.

Adsız dedi ki...

Her iki yazılarınızın birinde hemen hemen Antakyadan bahsediyorsunuz.Bir şehir bu kadar sevilse gerek.

Murat Artan dedi ki...

aymen,o zamnalr bende bir İstanbul hastalığı vardı,boğaza karşı oturmayı hayal edip dururdum hep,onun arzusuyla çıkıvermiş ağzımdan:)

isimsiz,
bu şehri sevmemek mümkün mü,o kadar çok sebebim varki sevmek için.ama ilk başta ne gelir diye sorsanız,burada tanıdığım insanlardır.sebep çok,o sebepler olmazsa eğer,bir şehir olmaktan başka özelliği olmaz oranın.