Salı, Ocak 22, 2008

akşam güneşi

maziye,parlaklık ve yakıcılığı kalmamış bir akşam güneşine bakar gibi gözlerimi kırpmadan bakabiliyordum.
Reşat Nuri Güntekin
bahardan kalma bir günde benim evde tıkılıp kaldığım nerede görülmüş.hele bir de Antakya'daysam ve güneş çok davetkarsa olacak iş değil.bahçemizin güzel bir köşelerinden bir köşe buldum yine kendime,bu köşe tam da çiçek harığının arkasında batıya bakan tarafta sevdiğim uzun çam ağacının altı.tam karşımda akşam güneşi,sıcacık.aldım kahvemi ve kitabımı,oturdum otların üstüne keyfe başladım.sonra her zaman olduğu gibi kediciklerim geldi yanıma meraklı gözlerle.önce epey bir incelediler ne yaptığımı,sonra onlar da çöküp oturdular benimle.güneş gidince birden serinledi toprak,ben de hamakta devam ettim keyfime,tabi kedilerim de benimle.biri bir yandan öteki diğer yandan ağaca çıktılar,sallanan hamağın çekiciliğiyle oyuna başladılar,öyleki sağımdaki ağaçtan düşüyordu,çok komikti.ikisi de aşağı inip küçük yavrular gibi oyuna başladılar,kocaman kediler oldular ama hala oyunda akılları.onları izlemek ve tepemdeki ağaçta ötüşen kuşarı dinlemek çok keyifliydi.akşam güneşi iyice kaybolmaya yüz tutunca kitabımı bıraktım ve içeri geçtim.
baharı çok özledim.

2 yorum:

Aymen dedi ki...

Türk filmi gibi aynen :)) hamakta kitap okuyan insan, sonra kuş cıvıltıları, kedicikler, kelebekler...
Keyif yapıyosun demek, iyi keyifler, mutlu günler :)) esen kal:)

Murat Artan dedi ki...

hay Allah güldürdün beni:) türk filmine benzettiyseniz eğer ben hep türk filmi gibi yaşıyorum desenize:))

size de mutlu günler,teşekkür ederim.