Perşembe, Haziran 08, 2006

ilk konser hezeyanı

ilk klasik müzik konserim olacaktı bu, varsın kimse gelmesin dedim ve serin bir akşamda yola koyuldum. pür heves ıslak kaldırımlarda yürüdüm, üst geçitlere aldırmadan karşıdan karşıya geçtim ve konserin verileceği binaya emin adımlarla girdim. gayet ciddi bir şekil şemail içerisindeydim, etrafımda çok kibar hanımlar ve beyler, sanki bir resepsiyondaymışçasına ustalıkla tavırlar sergiliyorlardı, lay lay lom bir şekilde davranamazdım herhalde. sıkıntıdan ter basmışçasına şekiller verirken benim gibi birkaç genç kız-erkek topluluğu görünce de epey rahatladım doğrusu. konser neredeyse başlayacakken içeriye girdik ve yerlerimizi aldık.
sahnede sadece bir piyano gözüküyordu ki, elinde kemanıyla şık bir beyefendi göründü, ardında da piyanist bey tabii. salonda bir alkış koptu, sanatçılar bizi selamladı ve tellerden kemanın sesi yayılmaya başladı; o sırada ben bu beylerin Avrupa' nın hangi ülkesinden olabileceğini kestirmeye çalışıyordum.
bir süre sonra müzik sustu ve biz alkışlamaya başladık. sonra devam etti, sustu, etti, sustu. piyanist bir çalıyor, bir selam verip sahneden çekiliyordu. sonra yine geliyor, devam ediyordu. e hep yerinde kalıp da bekleseydi ya boşuna yorulmazdı diye düşünüp duruyordum ben de, arkada boş boş dururken onu hayal edince, görüntünün bozulacağını kestirdim sonunda.
ara verildi, dışarı çıkıp soluklandık. sonra bizi içeri davet ettiler tekrardan. konserin ikinci yarısında başlıyordu asıl hikaye. hikaye değil de fiyasko demek daha uygun olurdu belki. keman güzel güzel çalıyorken birden sustu, şu olağan susuşlarından birisi değildi bu, hareketlerinden devam edeceği anlaşılıyorken sol yandan bir alkış koptu, herkes dönüp o tarafa baktı. hayır, bu yanlış bir alkıştı, kibar kemancımız gülümsedi ve devam etmeye başladı. alkışı koparan ise genç ve acemiliği her halinden belli olan bir kızdı, beyni yanlış alarm vermişti kendisine. olur böyle derken kemancı yine susunca aynı kişi yine alkışlamaz mı! yine yanlış alarm…
artık beni de bir korku sarmaya başlamıştı, kendimden değil, bu acemilerin yine hata yapmasından korkuyordum. korktuğum başıma bir kez daha geldi, bu sefer aynı kişi değil, bir başkası ve yine yanlış alarm! güler misin ağlar mısın?
konserin sonlarına doğru önlerdeki yaşlıca bir bey kendinden geçmişçesine müziğe kapılmıştı, el kol hareketleriyle melodiye eşlik etmeye başladı, ben kemancıyı bırakıp onu ilgiyle izlemeye ve gülmeye başlamıştım. birden müziğin kesildiği beynime derk etti ve bu yaşlıca bey yüksek sesle “bittiii!” dedi ve onun sayesinde(!) konserin bittiğini öğrenmiş olduk.
sokağa çıktım, kaldırımlarda pek kimse yoktu, hızlı adımlarla ilerlerken hata yapmamış olmanın rahatlığıyla ve şu acemilerin yaptığı hatalardan dolayı biraz utançla geri döndüm. doğrusu ilginç bir ilk deneyim olmuştu, en çok da şu melodiyi beğendim.

2 yorum:

Murat Artan dedi ki...

tarkan, evet klasik müzik gerçekten de harika, melodiyi beğendiğine sevindim, ben bunu dinleyince aklıma bahar geliyor,ne kadar hayat dolu bir eser.

bilkent senfoni orkestrasını dinlemek istiyorum "bilkent odeon" da, o salon harika yahu, muhteşem.

Adsız dedi ki...

This is very interesting site... Filled nylon plastic washers Odm watches Phone cord dialer anafranil antidepressant http://www.milf-videos-8.info/Anal-discomfort-during-bowel-movement.html Celexa best price Square d circuit breaker field service voip review laser tattoo removal in seattle wa simpson hot tub voip how to Statistics about divorce ultracet instead of ultram Find how to start moving company interracial mandingo clubs sbc voice over ip