Çarşamba, Ağustos 06, 2008

tuhaf babalar ve geçinemeyen oğullar

sıcak ve nemli bir öğlen vaktinde dört arkadaş serin bir mekanda oturmuş sağdan soldan laflayıp buzlu kahvelerimizi yudumluyorduk. laf nereden geldiyse babalara geldi, mesele ise babalarla oğulların anlaşmazlığıydı.

babasının tayini Ankara' ya çıkan bir arkadaşımız başladı babasının son günlerdeki tuhaf hikayelerine. Ankara' da yeni eve yerleşen babası buna açıp sormuş:
-oğlum hangi odalara lamba takayım?
hakikaten tuhaf bir soru değil mi bu? lamba bütün odalara takılmaz mı yahu? hem sürekli yanmıyor ki bu lamba takınca elektrik harcasın, lazım olunca kullanırsın. arkadaşımızın delirmemesi içten bile değil, anlatırken gülmekten kırılıyoruz.
-zaten tuvalete takmasın lambayı, biz deliği tuttururuz nasıl olsa, diye espriler havada uçuşuyor.
öteki arkadaşımız bu yaz geçen yıllara nazaran babasıyla daha az kavga ettiğini anlatıp bu duruma seviniyor. kavgaların bitmesi fazla bir lütuf zaten, azalması bile şaşılacak durum. bir diğeri babasıyla muhabbetinin pek az olduğunu söylüyordu, bir çoğu gibi.

babasıyla anlaşamayan hatta babaları tuhaf olan ender insanlardan biriyim sanırdım ama benden o kadar çok varmış ki etrafımda, hem de o kadar çok ki. kavgalar bir yana dursun, babalarımızın tuhaf halleri şaşırtıcı, hele bir arkadaşımız var ki babası tuhaflık abidesi, resmen komedi. üniversitedeki arkadaşım babasının her işine karışması yüzünden artık eve sık gitmek istemiyor, ondan uzakta rahat olduğunu söylüyor.
bir gün baba olursak biz de mi tuhaflaşacağız Allah' ım diye sormadan edemiyorum kendime ve korkuyorum. ben eskiden babamla kavga ederdim ama artık haksız bile olsam sesimi çıkarmıyorum, susuyorum. böylece kavga etmiyoruz artık çok şükür.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Geçen babamı hastaneye götürdüm.İzindeyim ya rica etti.Ameliyat dikişi pansuman yapılması gerekiyordu.Bende yapardım ama dr görmek istedi.

Tam öğlen vakti,karnımda aç.Neyse gittik hallettik işlerimizi,baba gel yemek yiyelim seni bildiğim güzel bir yer var süper yemekleri var diyorum 5 yıldız.Yok uzak gitmeyelim.Israr ediyorum nazlanıyor.Aç ta biliyorum.

Direksiyon bende ya bastım gittim.Diyor ki indir beni burda incem.İndir dediği yerde otoyol.Dersin ki kaçırıyorum.Neyse götürdüm.Arabadan inmem diyor bu seferde.Burda bakanlar,başbakanlar yiyormuş üzerine para almamışmış.

Bir güzel yedik valla.Yerken takıldım tabi.Baba maşallah sildin süpürdün diye.

Vel hasıl çekilmiyor hiç biri.

Aymen dedi ki...

dede torun, baba oğul arasındaki kuşak çatışması eskilerde kaldı neredeyse. şimdilerde aradaki fark 5 yaş bile olsa kuşak çatışıyor. teknolojimi hızla ilerliyor insanlarmı çabuk eskiyor bilmiyorum.

yazmak_eylemi dedi ki...

kuşaklar seri hareket eder oldu kapattı açığı yazık ki. Üstelik şimdiki nesil, bunca olanağa rağmen-belki de tam da bu yüzden- daha bi memnuniyetsiz, tahammülsüz ve stresli. Çok yaş'lı olmamamıza karşın bizler bile bizim zamanımızda iken demeye başladık... tuhaf...
ama bunca komik öyküyü fazla zamana gerek kalmaksızın dinleme şansını da bu sayede yakalıyoruz (ne gerekse bu iyimserliğe de? polyanna..))) )

Murat Artan dedi ki...

umar,demek siz de de böyle.facebook ta grup mu kursak ne:D

aymen,babalar biraz bizim kuşağı anlasalar ne iyi olur ama bence bu biraz zor,sürekli ve hızla değişiyor her şey çünkü.

bilge,şu memnuniyetsizlik meselesine çok katılıyorum,neyse ki ben biraz geri kafalıyım bu konuda.kültürüme çok bağlıyım ama çoğu gencin aklı başka yerlerde ve onlara ulaşamamak büyük sıkıntı.