Pazar, Ağustos 26, 2007

uzak bir yer

hani bazen insan uzaklara gitmek ister ya,alıp başını.yabancı bir şehir,yabancı insanlar...ben şehrin yabancı olmadığı ama insanların yabancı olduğu bir yere gittim.güzel bir meydanı vardı şehrin tam merkezinde,ortasında bir havuz,bir fıskiye;etrafında koltuklar ve insanlar.daha da ötelerde merdivenler,çok geniş kaldırımlar,yer yer yine oturulacak koltuklar,o koltukların arkalarında da koca beton saksılarda güzelim çiçekler. daha ötelerde ise merkez otobüs durakları,kimbilir gündüzleri ne kadar da kalabalıktır;şehrin birbirine yabancı olmayan insanları,birbirlerine gidip gelsinler diye.başka bir tarafında ise büyük ve çok eski taş bir cami,olabildiğine estetik.
akşamları o meydana gidip fıskiyenin serinliğinde oturdum bir kaç kez.o kadar rahattım ki,insanlara dair hiç bir tasam yoktu.ne karşıma çıkacak bir tanış vardı ne de halimi, davranışlarımı yadırgayacak birileri.bu rahatlığın tarifi tam olarak imkansız olsa da güzel bir özgürlük duygusuydu aslında,beni hiç bir şey rahatsız etmiyordu.
meydan öylesine çok şeyi barındırıyorduki içinde.yaz sıcağında güneşin rehavetiyle kavrulan taşlarda gezinen insanların kafasına diktiği bir şişe soğuk suyu ve sonrasındaki oh sesini hayal edebiliyordunuz.ya da soğuk bir kış günü yağan yağmurun altında mantolarına sarınıp esen rüzgarın yanaklarını pembeleştirdiğinin farkına varmadan işine gitmek için otobüse yetişen insanların akıllarındaki sıcak bir bardak çayın kalplerindeki arzusunu hissedebiliyordunuz.
güzeldi böylesine bir yabancılık.şehrin yabancı olmadığı ama insanların yabancı olduğu bir yer.bence tam da o "kaçmak" arzusuna en uygun yer.

2 yorum:

Gamzeli dedi ki...

neresiymiş bu anlattığın güzel yer...

Murat Artan dedi ki...

gamze,söylemeyeyim ki bana saklı kalsın(: