Salı, Ağustos 24, 2010

şehir yolu

cumartesi günü iki saat uykuyla sabahın yedi buçuğunda yola çıktık Erzurum'a doru. vardığımızda saat dokuzu geçiyordu,şehirde tatlı bir serinlik vardı geceden kalma ama yakıcı güneş hakimdi.çarşı sakindi, pek kimse yoktu. önce kısa bir tur, sonra serin bir yerde istirahat. uyumadım tabii ama kafam yerinde değildi oruç halimde. sıcak iyiden iyiye kendini gösterirken tekrar şehir turu, hem de üç saat kadar. mecalim kalmadı sonunda. ama bol bol fotoğraf çektim.şu üstteki fotoğraf Erzurum'un özeti aslında.ön sağda kale surları,ötesinde çifte minareli medrese. şehirden bir görüntü ve arkada da palandöken.
amma da sıcaktı hava, bu suların yanına gittim ama serin falan değildi. arkada Lalapaşa camisi ve tanıyabilirseniz Yakutiye Medresesi gözüküyor.bu fıskiyeli havuzlar da Müceldili Konağı'ndan.
Aziziye parkındaki bu anıt heykelin kabartmaları beni çok etkiledi.
Rüstem Paşa bedesteni oluyor burası.tarihi bir taş bina,restore edilip kuyumculara açılmış. çok estetik bir yer.Erzurumlular buraya taşmağaza diyorlar.

bu da taşmağazanın avlusundaki harika çeşme.yazılar çok hoşuma gitti. avlunun ortasında ağaçlar var, kanepeler var, oturup soluklanmak çok keyifli olur.
sıcakta ve oruç halde yorucu bu geziden sonra yaylamın kıymetini bir kez daha anladım. üçte yola düşüp kendimi eve attım ve iftara kadar uyudum. yaylamız yine serin mi serindi.

Hiç yorum yok: