Cumartesi, Ağustos 21, 2010

sarı ve sıcak

serin mi serin yayla günlerim harika geiyor diyebilirim. geldiğim günü saymayalım,ertesi günü güzel yaylamızdaki ilk gün öğlen vakti etrafı keşfe çıktım. yılın bu zamanları tepelerde, düzlüklerde tüm otlar kurumuş,  yöre sakinleri tarafından harmanlanmış. kışın eriyen karların ve yaz yağmurlarının akarları pek kalmamış. şimdilerde bal mevsimi yaklaştığı için ahali en çok ballarıyla ve kışa hazırlanmakla geçiriyorlar günlerini.
hava öğlen vakti ılık, akşamları da serin geçiyor. ben tüm gün uzun kol giyiniyorum ama kısa da giyilebilir. geceyarısına doğru fırtına çıkıyor,camlar, pencereler uğulduyor. güneş doğduktan sonra kesiliyor. ama dün akşam şiddetli bir fırtına başladı, şimdi dışarıda aynı şekilde devam ediyor. dışarı çıktım, hava epey serinlemiş, üşüttü beni. o kadar sert esiyor ki bir ara yürümekte zorlandım. serin olsa gerek yaylanın sekeneleri de pek ortalıkta gözükmüyor. çıkarken bizim komşuya rastladım, o da şehre inmiş sanırım, arabayla patates çuvalı getirmiş, evine çıkarıyordu. Pasinler civarında bol tarlalar var, Ağrı yolu boyunca böyle taze mahsul patates vs satıyorlar.
dün akşama doğru tepelere çıktım, günbatımını izlemek için. gittiğim yerde tepeler çok olduğundan iyi bir günbatımı izleyemedim. değişik taraflara gidip en iyi batımı bulmam lazım.
şu uzaktaki dağlara doğru batsa harika bir manzara olacak ama bu tarafa batması için ancak Ekim ayını beklemek lazım tahmin ediyorum.dün bir tahmin yaptım, nereden açık bir günbatımı seyredebilirim diye. bu batı tafındaki tepelerden mümkün olmadığında karar kıldım. kuzeye gitsem hem o tepe çok yüksek, hem de hiç gitmediğim için bilmiyorum. üstelik gitsem bile bu sefer iftara yetişemem. dur bakalım, bir yol bulacağız inşallah.

Hiç yorum yok: