Perşembe, Kasım 12, 2009

bir güz günü

o sabah uyanmakta zorlandığım bir sabahtı, aslında uyanmak ya da yataktan kalkabilmek noktasında sıkıntı çekmeyen biriyken. apar topar hazırlandım ve yola çıktım ama o sabah o kadar farklı bir havadaydım ki her şeyi bir kenara bıraktım ve bir kahve alıp sağı solu kolaçan edip bu güzel güz sabahının farklı güzelliğini keşfetmek istedim.

kuruyan yapraklar ve boş bir patika.


sarıyla bezenen ağaçlar

sonbahar beni sakinleştirir, çoşkun ruhum dinginleşir, huzur bulur. sokakları çevreleyen bahçe duvarlarından görünen sarıya bürünmüş ağaçlar, esen serin bir rüzgar ve boş sokaklar beni rahatlatır, düşüncelerimi toplamamı ve kendime gelmemi sağlar. o yüzden güzün aylak aylak gezmek çok hoşuma gider.


evimin yolunu tutarken salına salına yürürüm sokaklarda. etrafımdaki bütün seslere kulak tıkarım. sakin bir modda son bulur günüm. her ne kadar bu sakinliği korumaya çalışsam da evde yine eski ben olur çıkarım.

Hiç yorum yok: