Cuma, Temmuz 13, 2007

evim güzel evim


benim güzel evimin ondan da güzel bahçesinden iki kare. her zaman derim kendime,büyük bir evim olacağına küçük bir evim olsun ama bahçesi olsun hepsinden önemli benim için.bazen aklıma gelir de böyle, bir gün evim olursa bu şekilde hareket ederim der dururum kendi kendime. çoğunlukla bahçeli evlerde büyüdüm ben, apartmanlarda da yaşadığımız oldu ama bu fazla uzun sürmedi. bahçe gibisi yoktur bir ev için. bir arkadaşım var,apartmanın son katında ve onun odasında o kadar güzel bir şehir ve dağ manzarası var ki,onu çoğunlukla kıskanmışımdır ve ona imrenmişimdir. pencerenin kenarında çalışma masası var ve onun yanında da bilgisayarı ve onun yanında da kitaplığı. her şey öyle güzel uyumlu ki alırsın kitabını açarsın tatlı bir müzik bilgisayardan,yaparsın kahveni ve oturursun masanın başına; o güzelim Antakya ve dağ manzarası eşliğinde doya doya okursun kitabını ya da keyifle ders çalışırsın. bir de dağın içine oyulmuş bir eski kilise vardır Antakya'da: St. Pierre diye,dünyanın ilk kiliselerinden biri. gece onun muhteşem aydınlatması da bu manzaranın içindedir bir de. ama her şeye rağmen ben yine de bahçemden vazgeçmem. giderim ara sıra onlara,yaparız bir şeyler o manzarayla. bu da az çok yeter bana.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bahçe,yeşillik doğayla içiçe olunca yaşlanmıyor insan üstadım.Ne şanşlısın bahçeli bir evde oturduğuna.Bahsettiğin arkadaşının odasını gözümde canlandırdım harika geldi inan.

Murat Artan dedi ki...

haklısınız hocam,insanın özü doğadan ibaretken bizim aradığımız şey de o olmalı.
siz de alıverin bi bahçeli,zaten sürekli söylüyorsunuz, niyetinizi gerçeğe dönüştürün bir an önce derim.
fırsatım olsa o manzarayı çekeceğim bir gün.