Perşembe, Eylül 01, 2005

biber ayı

Sonbaharın ilk ayıdır aslında ama Antakya için yazın son ayıdır Eylül. Burada yaşayan insanlar için sıcak ve zorlu geçecek bir dönemdir. Kimse hüzne kapılmaz yaz bitti, soğuklar başlayacak diye. Tam tersi sıcaktan yakınırlar, bol bol banyo yapar, gün boyu klimalarını açık bırakırlar.

Kışa hazırlık bu ayda başlar yavaş yavaş. Bizim için çok önemli olan ve ismine “biber ayı” dediğimiz ayın günleri aslında çok yorucu geçer. Bu ayda sıcaklık 38 dereceye kadar ulaşır, ev hanımları yıllık salça ve pul biber ihtiyaçları için damlarına, balkonlarına boylu boyunca biberlerini sererler. Bunlar yakıcı güneşte bir güzel suyunu çeker, sonra şehrin her semtinde bulunan biber çeken kişilere götürülür ve bir güzel kıyılır. O esnada yakınlarda bulunmasanız iyi olur; çünkü acı bir koku boğazınızı yakar, gözleriniz çeşme gibi akmaya başlar. Çekme işleminden sonra kışlık pul biberiniz hazır hale gelir.

Biber ayının en zor işi de salça yapmaktır. Pazarlarda boylu boyuna serilerek alıcı bekleyen biberlerden kafanıza uygun olanı seçilir, fiyatla da anlaşıldıktan sonra çuvallarla salça yapılacak yere getirilir. Önce bir güzel yıkanıp temizlenir, sonra da çekme işlemine geçilir. Bunun yapıldığı alet aynı et kıyma makinesi gibidir; ama elektrikli değildir, bilek gücünüzle kolu çevirerek biberleri çekersiniz. Bakmayın öyle kolay göründüğüne, çok yorucudur. Biberler çekirdek ve sapından ayrılıp kıyılır hale getirilir; ki biber çok acı olduğundan buharını solumak suretiyle boğazınızı yakar,ayrıca gözleriniz de kızarır. Ancak işin en acıklı yanı ise ellerdir, eldiven giyersiniz ama kar etmez, sızım sızım sızlarlar. İnanın bu yanış çok kötüdür, bazen dayanılmaz hale gelir, gece yatırmaz sizi. İş bittikten sonra tepsilere yayılıp güneşe çıkarılır, birkaç gün içinde salçanız hazır hale gelir. Çekilen onca zorluğa değer mi bilmem, ama harika lezzette bir salçanız olur. Oh, mis gibi!
İşte biber ayı başladı. Biz hala sıcaklarla boğuşuyor olacağız, ta ki Kasım gelene kadar. Bir de biberler var tabii. Onsuz bir Eylül düşünmek ne mümkün...

4 yorum:

Murat Artan dedi ki...

patlıcan oturtma mı? o nası ya?
bir sürü patlıcan yemeği var hangisi bu dediğin merak ettim.:)

Koyubeyaz dedi ki...

Yazi masasi metropol guzel kadinlarida (ki guzel olamyanlarda vardir) patlican oturtmayi yapabilir bence. Birseyleri yapabilmek icin mekan, konum yada sekil gerekmiyor, istemek yeterli.
Ve bir soru Ivriz, biberciler o acidan nasil kendilerini koruyorlar siz yakinlarina bile yaklasamazken o havayi koklamak onlari harab etmiyorlarmi. Alismis olamazlar herhalde.

Murat Artan dedi ki...

Qkoyubeyaz, biber çekme işlemi çok kısa sürüyor,benim gittiğim adam nefesini tuttu, öyle çekti biberi. zaten istenmediği kadar çok rüzgar eser burada, her tarafa yayılır acı buhar, bizler bi şekilde kaçıyoruz, duvar arkasına falan gidiyoruz, adam işini bitirip ayrılıyor hemen oradan.böyle bişey işte:)

Handan dedi ki...

Ya ben çok severim böyle salçalar falan. Gidip domatesle biber alacağım bu hafta sonu, kışa hazırlanmak gerek.