Pazartesi, Eylül 12, 2005

Ankara'dan ilk izlenimler

güney yolundan Ankara'ya hiç geldiniz mi bilinmez ama Gölbaşı'nı geçtikten sonra önünüze çam ağaçlarıyla kaplı arazi çıktığında ve o arazinin bittiği yerde birden bire kendinizi Ankara'da bulduğunuzda insan afallamaktan kendini alamıyor. öyle ki arazi tepelik bir yer ve ucunda hiç bir şehir belirtisi yok. meğer o ağaçlarla kaplı tepelerin arkasına gizlenmiş, birden bire karşınıza çıkıp size sürpriz yaparak hoşgeldiniz diyor başkent. ilk manzara yoğun ama akıcı bir trafik ve on-on iki katlı binalar. AŞTİ'ye giderken çapraşık bir manzarayla karşılaşıyorsunuz: önde tek katlı çirkin görünümlü gecekondular, sadece bir iki sıra. onların arkasındaysa modern görünümlü çok katlı apartmanlar. bir büyükşehirde görülebilecek en tezatsı durum olsa gerek.

AŞTİ'den çıkıp metroya bindiğinizde bu teknoloji harikası aracın insan hayatına ne kadar çok kolaylık sağladığını kısa sürede gitmeniz gereken yere vardığınızda anlıyorsunuz. bir büyükşehir için olmazsa olmaz bir taşıt olduğu düşünülebilir; çünkü o kadar çok işinize yarar ki, metro olmazsa Ankara'da yaşamın çekilmez olacağı kanısına varılır. belki iyi olmayan tarafı şudur: evden çık, metroya bin, gideceğin yere ulaş, sonra tekrar metroya bin ve eve dön. yeraltında süren bir yolculuk ve sadece olmak istediğiniz yerleri görebilmek gibi tekdüze bir durum. kısacası hayatın bu çerçevede sürüp gitmesi ve sona ermesi...

Kızılay'dan Ankara'yı keşfe başladığınızda herhalde ilk dikkat çekecek durum kaldırımların çok geniş ve yolların üç gidiş, üç geliş olmak üzere toplam altı şerit olması. bu sebepten dolayı da yoğun olması yanında akıcı bir taşıt ve insan trafiği mevcut. ikinci durumsa birçok köşe başında ve önemli noktalarda beliren ve her biri değişik bir tasarımla yapılmış üst geçitler. birçok şehirde olduğu gibi üst geçitlerin insanlar tarafından kullanılmaması gibi bir durum söz konusu değil.

ilk gezinizi bitirdikten sonra aklınızda kalabilecek izlenimlerden bazıları da şunlar olabilir: temiz ve düzenli sokaklar, sık sık karşınıza çıkan meydan ve kavşaklar, adım başı beliren ve güneşi kapatan gelişmiş ağaçlar, yemyeşil sokaklar, çok katlı dev binalar; oldukça kibar ve güleryüzlü insanlar, insanlardan ürkmeyen ve kaldırımlara doluşan güvercinler...
bir de Büyükşehir Belediyesi'nin belirli yerlerde konuşlanarak taze taze sıkıp şişelemek suretiyle 1 YTL'ye sattığı portakal suları var, eğer seviyorsanız.

6 yorum:

doli incapax dedi ki...

Hoşgeldin ivriz aramıza. Ankara'daki 27 yıllık tecrübeme dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim, ilk izlenime güvenme. :):)
Sen de bi süre sonra metronun yetersizliğinden yakınmaya, yerin dibinde gitmekten bıkmaya, sokaklardan kalkmayan çöpleri farketmeye, zırt pırt kazılan bilimum sokak ve ana caddeye lanet okumaya başlarsın.
Hoşgeldin Ankara'ya! :)

Handan dedi ki...

Ankara'ya İzmir'den gitmiştim ilk. Sabahın erken saatlerinde işe gitmek için yola çıktım, tabi üzerimde İzmir kıyafetleri, aylardan ekim, dondum. İkinci gittiğimde çok mutluydum gerçi, Adapazarı'ndan geçmiştim oraya çünki. Gel gör ki hamileydim gözüm birşey görmüyordu. Bir tek çimenli parklarını sevmiştim o şehrin. Orada da bastırtmıyorlar adamı çimene hemen bi bekçi fırlıyor biryerlerden. Ne yapayım ben öyle parkı.
Yemekler güzeldi bak :)

Murat Artan dedi ki...

hoşbulduk!!!
ilk gidişim olduğu için Ankara'ya pür heves gezip dolaştım, kötü taraflarını hiç fark etmedim. zamanla gözümün önündeki perde inerse ve bu söylediklerini görmeye başlarsam ne düşünürüm bilmiyorum. iyi oldu söylediğin hiç olmazsa hayal kırıklığına uğramam:)

ben de hazırlıksız yakalandım soğuğa,sevgili Handan. arkadaşlarım sağolsun bana kazak,çorap ve ayakkabı verdiler, yoksa ortada kalmıştım,he heh:)

AluminyumFolyo dedi ki...

aaaa... yeşil sokaklar falan diyo ayol:D
terapi karşılığı kazak atkı vesaire verilir:P

rks dedi ki...

24 yıldır Ankara'dayım. Ankara'da doğdum Ankara'da yaşıyorum inşallah bu şehirde gözlerimi yumacağım...
Çok güzel bir şehirdir.
Ankara bir virüstür. Bir kere girerse sana bir daha çıkmaz güven bana. Yaşamak için en ideal kent diyebilirim...
Neyse hoşgeldin.
Keşfedecek o kadar güzel yerler var ki sen bile inanmayacaksın....
Sevgilerimle
Tarkan....

Murat Artan dedi ki...

@folyo, demek geri döndün.eh şöyle bi on gün sonra falan başlayabiliriz terapiye,valla bak ciddi söylüyorum:)
daha yerleşemedim ki ankara ya ancak bi rahat edeyim,sonra amadeyim( kazak da fena olmaz hani,he heh)

@invidus,yine taşı oturttun gediğine,ne diyeyim valla müthişsin:)