Pazartesi, Temmuz 06, 2009

Erzurum' da ilk tur

çifte minareli medrese

ulu cami
yakutiye medresesi
semt pazarı kurulmuş sokağın civarında elimde bavulla otobüsü bekliyorum. hava serin, parçalı bulutlar var. aklıma Ankara geliyor,biraz benzetiyorum oraya. otobüs gelince bindim,en sevdiğim şeylerden birisi de yabancı olduğunu belli etmektir. ",biletli mi,kaç lira,nereye parayı atacağız?" gibisinden sorularla çok eğleniyorum, etrafa saf saf bakıyorum.elimde gps cihazıyla çarşı istikametine emin bir şekilde varıyorum, artık şöförlere minnet etmek yok.merkezde indiğimde etrafa şöyle bir göz attım,ilk izlenimin iyiydi. Erzurum güzel bir şehirdi. doğu tarafına doğru yürümeye başladık. ilk gözüme çarpan şey Yakutiye Medresesi oldu. hemen daldım bahçeye,incelemeye koyuldum, fotoğraf çektim. biraz ileride de Lalapaşa Camii vardı,buralar tarih kokuyordu. meraklı gözlerle inceleye inceleye ilerledim. istikamet çifte minareli medreseydi ama ondan önce Ulu camii çarptı gözüme. dayanamadım içine girdim,çok değişik bir mimarisi vardı, bugüne kadar görmediğim tarzdaydı. içerisi karanlıktı ve biraz basık gibi geldi bana ama muhteşem bir atmosferi vardı caminin. öğlen öncesi cemaat vardı camide ,kuran mı okunuyordu ders mi anlatılıyordu tam hatırlamıyorum. fotoğraf çekip çıktım ve medreseye vardım. hep fotoğraflarda gördüğüm meşhur medrese karşımdaydı.
medresede bol fotoğraf çektikten sonra kale istikametine doğru ilerledik. kaleye varmadan yağmur başladı ve ben sandaletlerimle kale kapısının altına sığındım. sağanak geçene kadar bekledik ve kaleye girdik. kalenin ilk yapısı mescitti, en köşede de kule. kuleye çıktık dolambaçlı merdivenlerle,şimdi Erzurum önümdeydi. soğuk bir rüzgar esiyordu yağan yağmurun ardından. fazla kalamadan indik aşağı.

2 yorum:

Aymen dedi ki...

erzurum gitmediğim yerler arasında. görülmeye değer oldundan eminim.

Adsız dedi ki...

Erzurum soğuk şehir ama ilçelerinden birine gittm sıkıcı iki saat anlamadığım türküleri dinliyerek vardım ilçeye görülecek gezilecek hiç bir yer yok.Bir hafta sıkıntıdan patlamadan memleketime dönerken fark ettim dağları, dağların bu kadar güzel olduğunu,meraların bu kadar yeşil olduğunu anlatamayacağım kadar yeşil olduğunu yeşilin her tonunun bu dağlarda bulunduğunu yeşilin renk renk kırçiçekleriyle bu kadar ahenk içinde olduğunu anlatmayla bitiremem görmeye değdi, tabi benim gittiğim zaman aylardan mayıstı aynı zamanda çok da soğuktu, şimdi3 ay geçti yeşi renk hala o kadar güzelmi bilmem.Umarım o güzelim yeşil ve pembeli sarılı beyazlı morlu çiçekleriyle süslü dağları görmek bir daha nasıp olur.