iple çektiğim tatil günlerine nihayet kavuşabildim. pazar gününden beri sokakları arşın arşın turladım arkadaşlarımla.kafamı mümkün olduğunca dağıttım,muhabbetten başka hiç bir şey düşünmemeye ve gülüp eğlenmeye devam ettim.hatta o kadar rahatlamıştım ki,sokaktaki hiç tanımadığım küçük çocukların yanaklarını bile sıktım,içimden geliyordu.arkadaşlarımla buluşmaya,yeni gelenlerle hasret gidermeye devam ettim. güzel bir mekanda otumuş beş altı kişi muhabbet ederken bir ara lavaboya gittim,geri döndüğümde masada en az on kişi vardı,birden hayretlerim şaştı,çok hoşuma gitti.en çok özlediğim şey ise yaz akşamlarıymış,gecenin on birinde özgürce ve rahat bir şekilde sokakları turlamak, en çok gelmesini istediğim şeylerden biriydi. hava başlarda serindi ama dünden beri bir sıcaktır başladı Antakya'da. dün öğlen arkadaşımla buluşmak için çarşıya indiğimde ne kadar bunaltıcı olduğunu fark ettim havanın.
kitaplarıma da kavuştum tabii ki.dün ilk defa sabah kitabımı elime aldım ve bahçemde her zaman okuduğum köşeme kuruldum.böylesine rahat kitap okumak gibisi yok herhalde.yalnız bir eksik var,önemli bir eksik,o da kedim.ben her sabah kahvaltı masasından kalkıp çayımla birlikte okumaya,bahçedeki divanıma kurulmaya giderken beni hiç bir zaman yalnız bırakmayan ve divanın yanındaki ağaca çıkıp hemen yanıbaşıma kurulan ve ben kalkana kadar oradan kalkmayıp bana eşlik eden kedim yoktu malesef. ama bahçemizde üç yeni kedicik daha var,onlardan birini alıştırmayı düşünmüyor değilim.
uzun bir tatil beni bekliyor,bir çok planlarım var bu yaz için.ancak önce kendimi toparlamalıyım,kendime iyice gelmeliyim.kendimi boşlukta,düzeni bozulmuş gibi hissediyorum. yazdan sonra nerede olacağım belli değil şu anda.Ankara'ya veda edebilirim,içimden bir ses veda edeceğimi söylüyor,bilmiyorum.ancak belli de olmaz,hiç bir şey kesin değil,hangi şartlar uygunsa oraya gitme durumum var.
şimdi bunları düşünmenin sırası değil sanırım,biz uzun tatili düşünelim,değil mi?