Cuma, Ekim 13, 2006

...

Bundan beş altı yıl önce lise yılarımızda büyük bir Hugh Grant hayranlığı vardı bizde. Biz dediğim, ben ve dost diye tabir ettiğim üç kız arkadaşımdı. Notting Hill filmiyle başlamıştı hayranlığımız. Yakışıklıydı Hugh, tabii burası beni hiç ilgilendirmiyordu ve aslında kızları da hiç ilgilendirmiyordu. Onu bu kadar sevmemizin nedeni filmdeki muhteşem kişiliğiydi. Küçük bir kasabada yaşayan sıradan biriydi o rolde, sevdiği kadınsa dünyaca ünlü bir yıldız. Ama aşk engel tanımamıştı işte. Ve böylece Hugh hepimizin gönlünü çalmıştı. Kızların romantik prensiydi o, erkeklerin de idolü. Artık her filmini gözlemeye başlamıştık. Fazla sürmemişti zaten bu gözleyiş, bu sefer gönüllerimizin kahramanı Bridget Jones’ Diary ile karşımızdaydı. Hugh bir kez daha fethedecekti kalbimizi, öyle düşünüyorduk. Ama öyle olmamıştı, bu filmde aldatan adamla karşımızdaydı Hugh. Tam bir hayal kırıklığıydı bu bizim için. Romantik prens gitmişti, o iyi kalpli insan şimdi nefsani duygularına aldanacak kadar zayıf karakterli birisi olmuştu. Yaptığının hata olduğunu anlamıştı, her şey yeniden düzelebilirdi ama biz onu affetmemiştik; çünkü artık yeni bir prens vardı karşımızda: Colin Firth. Beyaz atıyla gelmiş, aşkı için savaşmıştı ve Hugh ona yenilmişti. Bizse onu sonuna kadar desteklemiş, film bittiğinde de sevinçle ayrılmıştık koltuklarımızdan.Hugh yenilmişti, biz seviniyorduk ve artık onun değil de Colin’ in filmlerini gözler olmuştuk. Hugh yeni filmi “About a Boy” ile boy gösterdiğindeyse filme gitmemiştik bile. Haberini hevesle söylemiştik birbirimize, kalbimizde eskisi kadar olmasa da bir heyecan kıpırtısı belirmişti.
Yıllar geçti işte, şimdi hala birlikteyiz ama ne Hugh kaldı muhabbetlerimizde, ne de Colin. Ama bir şeyden eminiz ki, biz hala ikisini de çok seviyoruz.
En önemlisi de şu ki, biz hala o eski dostlarız.

9 yorum:

Gamzeli dedi ki...

Ben pek hatırlamıyorum...Sanırım hiç seyeretmemişim filmlerini...Bu arada iyi hafta sonları...

U.T dedi ki...

gamze sen gerçekten yaşıyormusun :)))
...
Nothing hill de beni en çok etkileyen sahne julia roberts ın gizlice girdikleri villanın bahçesinde bankın üzerinde başını Hugh'un dizlerine dayayıp mutlu oldukları sahnedir.
...
Hugh'un ev arkadaşı ise ayrı bir film konusu :)
...
iyi hatırlattın takıp izlim bari.

Murat Artan dedi ki...

gamzeli, hugh güzel filmler yapar,izlemeni tavsiye ederim. bu arada, haftasonu bitti,dileğin kabul oldu çünkü haftasonum güzel geçti:)) umarım seninki de öyle olmuştur.

umar, o sahnenin bir benzeri var ki, bu da filmin sonunda parktaki sahne. hugh banka oturmuş, julia başını hugh un dizlerine dayamış, hugh elinde kitap okuyor halde mutlu son sahnesi. ne zaman bu filmi hatırlasam o sahne ve eşliğindeki muhteşem şarkı gelir aklıma. şarkının adı "she" ydi galiba. ev arkadaşı da,evet o ayrı bir olay:))

tarkan, evet işte en güzeli o. hala birlikteyiz biz,sımsıkı dostluğumuz devam ediyor.

Gamzeli dedi ki...

O zaman İvriz seyretmemiz gerek :) Ayy sevindim buna benimde çok güzel geçti...Aferin bize :)

Bu arada Umar ben yaşıyorum...Sen nerelerdesin :)

Adsız dedi ki...

Gamzeli hakikaten bu filmleri seyretmedinmi , seyredemedinmi merak ediyorum ? :)

Hugh Grantı , bir arkadaşıma çok benzetirim. Rahmetlik çok efendi insandı..

Gamzeli dedi ki...

Seyretmedim...Neden seyretmediğim bişeyi seyrettim diyeyim ki ...Fazla merak etme kimsin bilmiyorum ama meraklı olmak kötü :)))benden söylemesi...

Gamzeli dedi ki...

RAMAZAN BAYRAMINI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLAR , NİCE NİCE BAYRALAR DİLERİM...

SEVGİLERİMLE
İZMİR'Lİ KUĞU

U.T dedi ki...

iyi bayramlar

Adsız dedi ki...

ne kadar güzel hala dost kalmanız!
ben bayılıyorum bu adama karşıma hangi filmde hangi karakterde çıkarsa çıksın tatlı adam :) ama tabiki nothing hill bir başkaydı benim için onun için herkes için..