Perşembe, Eylül 24, 2009

karınca

bundan on on iki yıl öncesiydi. evimizin bahçesindeki çam ağaçlarından birinin altında toprakla oynar, kazar, çamur yapardım. sonra başlardım çamurdan, taşlardan ve odun parçalarından evler yapmaya. bodrumu bile olurdu evimin, içinde televizyon, kanepe vs. de cabası. büyük bir keyifle yapar, sonra gidip gelip seyrederdim. bir gün yine gittiğimde yıkıldığını gördüm. üzülmüştüm, halbuki yanına nice evler yapıp köye çevirecektim orayı. evimi yıkan, mahallenin tanımadığım çocuklarıydı. bahçeye girip yıkmışlardı. ben yeniden yaptım. ne çare, bu sefer bahçeye girmemiş ama bahçe teline onbeş metre içeride olduğu ve arada başka çam ağaçları da olduğu halde o mesafeden taşlar atarak yıkmaya çalışmışlardı. neden diye sormuştum kendime, neden yıkmak istiyorlar, bundan ne zevk alıyorlar? bulamıyordum sorumun cevabını, anlayamıyordum.
karıncalar çocukluğumun en iyi hayvan dostlarıydı benim. onları izlemek benim için ne büyük keyifti. onları beslerdim, işlerine yardım ederdim ve yaptıklarını anlamaya çalışırdım. tohum taşıyan iri karıncalardı dostlarım. sürekli gözlemleyerek, ansiklopedileri kurcalayarak daha çok şey öğrenmek isterdim onlar hakkında. mesela, hortumla yağmurlama yapar ve nasıl bir tutum sergilediklerini gözlemlerdim.
her zaman şefkat dolu bir çocuk oldum. ama bir gün... içimde uyanan tuhaf hisler şiddetini arttırmaya ve bana yuvalarını yıkmamı ve bir savaş ortamı oluşturmamı fısıldamaya başladı. çoğu kez bastırıyordum bu kötü hisleri ama bir gün yenik düştüm. büyük bir zevk ve hırsla yuvalarını çubuklarla açmaya, nerede olduklarını gözlemlerimden tahmin ettiğim kanalların üstünden delikler açmaya ve hızla tahrip etmeye başladım. açtığım delikten şaşkınlık ve telaşla çıkan karıncaları izlemek büyük zevkti. kargaşa hali beni daha da çoşturuyordu, ağzımla silah ve bomba sesleri çıkartıp harp meydanına çevirdim ortalığı. havadan taş bombalar atıyordum üstlerine. içimdeki acıma hissi arka planda bir şeyler söylese de dinlemek istemiyodum onu.
sonunda şefkat damarım galip geldi ve ben her şeyi bırakıp eserime baktım. darmadağın etmiştim her şeyi.
artık anlamıştım.

1 yorum:

Aymen dedi ki...

çocuklar ne kadar naif olsada içlerinde garip bir canavar barındırdıklarını düşünüyorum:)