normalde her yıl Antakya' da toprak suya doyardı. bizim bodrumumuzun zemininden toprak suyu teperdi. sonra ya motorla suyu çıkarırdık ya da kovalarla. biz çıkardıkça topraktan su kaynamaya devam ederdi. işin yoksa uğraş dur, üstüne bir de rutubetle uğraş, bodrumdaki eşyaları kurtar. bir keresinde kedimizin yavrularını boğulmaktan kurtardık. hasılı yağmurlardan çok muzdarip olurduk ama iki yıldır bodrumdan su çıkmadı, yağmurlar yine yeterince yağsa da toprağın doymadığı bizim bodrumdan anlaşıldı. dedim ki içimden, yeterki yağmur yağsın ben her kış bodrumdan usanmadan su çekeyim.ellerim üşüsün, paçalarım suda sırılsıklam olsun, bedenim titresin.
son iki gündür o kadar çok yağmur yağdı ki Antakya'ya, yine bir sel olmasından korktuk. gök gürledi, yıldırımlar düştü yine, ürktük. bahçemizde oluşan fotoğraftaki gölcük bunun kanıtı. o gölcüğü görmek ne sevindiriciydi anlatamam. kışın yağan kar yerde kalır ya, bizim buralarda da böyle su toprağa inmek bilmez günlerce orada kalır. umarım bu kış da böyle olacak.