Cumartesi, Kasım 24, 2007

kalmak


bu haftasonu bir yerlere gidemedim.Gaziantep'te kalmak ne kadar çekici bir şey bilmiyorum.önümüzdeki hafta yoğun geçeceği için kalmak mecburiyetindeyim.
Gaziantep hakkında konuşmak gerekirse söylenecek çok sey bulmak şu aralar benim için zor.sevmiyorum bu şehri,bunu açıkça söyleyebiliyorum.evet güzel bir şehir,evet modern bir şehir ama ben içinde bir şey bulamıyorum.bir anlam yükleyemiyorum bu şehre,bir mana yükleyemiyorum.
belki ileride sevecek bir yanını bulurum bu şehrin,tabii o güne kadar hala buralarda kalmışsam.havası bile çok yabancı bana,deniz havasını çok özlüyorum mesela.alışsam bile bu şehre,sevsem bile bu şehri;bir gün kesinlikle gitmeliyim diyorum kendi kendime.yabancı şehirlerde fazla kalmak bana ters geliyor.kendi şehrimde yaşayamayacaksam başka şehirlerde fazla kalmamalı,oradan oraya göç etmeliyim diye düşünüyorum.ama bu düşünce sadece kendi şehrime dönünceye kadar geçerli ki bunun için gereken her türlü şeyi yapmaya hazırım.
her gittiğim yerde bir iki kapı bırakmak benim için muhteşem bir şey;bu çok önemli.gidene kadar her şeyin tadını çıkarmak,şartlar ne olursa olsun bir eğlence çıkarmak benim felsefelerimden birisi bu hayatta.madem buradayım,o halde tadını çıkarmasını bilmeliyim.

Pazar, Kasım 18, 2007

bir şehri anlamak

bu haftasonu yine Antakya'ya kaçtım.İskenderun sahilinde giderken pencereden dışarı baktığımda hilalden biraz daha büyük haldeki ayın, denizin biraz üstünde ışıldadığını gördüm;harika bir manzaraydı.
dün öğlen dışarı çıktığımda sokaklarda yürürken kendimi ne kadar mutlu hissediyordum.etrafa doyasıya bakıyor,insanların yüzünü daha samimi buluyordum.biliyordum bu şehri,tanıyordum her köşesini.eski Saray caddesine girdiğimde daha bir farkına vardım yaşadığım şehrin büyüleyiciliğini.buraları özlüyordum ama özlediğim için mutlu olduğumun farkına vardım.çünkü böyle olunca farkına varıyorsun sahip olduğun güzelliklerin.her gün robot gibi gidip gelmek yerine bu sokaklardan,her şeyin bilinciyle atıyorsun adımlarını.ama yine de kalası geliyor insanın.
büyük şehirleri bu yüzden sevmiyorum.tanımadığın onca yüz her gün etrafında dolaşıyor ve kim olduklarını bilmiyorsun.ama küçük bir şehirdeysen neyin nerde olduğunu biliyorsun,sokağa çıktığında birisiyle illaki karşılaşabiliyor ve belki bir saate varan sohbetler edebiliyorsun ayaküstü.
tıpkı Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun dediği gibi:
Sana büyük şehirlerden bahsedeceğim,/En büyük camiler orda kurulur/En küçük mezarlar orda kazılır/En kara yazılar orda dizilir/Yüksek minarelerde selâ verilir/Civar hanelerde zina edilir./Büyük şehirlerde yalan söylenir tosunum./Halbuki küçük köylerin/Mezarlığı bile yoktur./
Büyük şehirlere bağlanma Mehmedim./Öyle bir şehre yerleş ki/Küçük fakat bizim olsun/Sokaklarında tanımadığın yüz/Ensesine şamar atamayacağın kimse dolaşmasın/Her ağacına elin/Her karış toprağına terin değsin/Ve kuytu evlerin birinde/Senden habersiz ölenler olmasın.

Türker Alkan'ın yazısı
Hakkı Devrim'in yazısı

Cumartesi, Kasım 10, 2007

anneannem ve divanı

her haftasonu olduğu gibi bu haftasonu da bir yerlere kaçtım.sırtıma attığım gibi çantamı, ver elini otogar.kendimi oldukça özgür hissediyorum,muhteşem bir duygu bu,muhteşem!

bu sefer anneanneme kaçtım,hem de sürpriz bir şekilde.ne kadar mutlu oldu beni karşısında görünce,benim güzel anneannem.o kadar özlemiştim ki onu,hele de onunla yaptığım kahvaltıları.
anneannemin bir divanı vardır,ben kendimi bildim bileli o divanda yatar,kalkar.evinin odasında ben küçükken üç divan vardı,sonra kanepeler yayıldı, diğer iki divan kalktı ama o divanından vazgeçmedi.divanı tam pencerenin yanında ve caddeye bakıyor.evi de sobalı,mahalesinden gitmek istemiyor.biz küçükken o divanın altında oyun oynamayı çok severdik.şimdi ise küçük kuzenlerim o divanın altında oyun oynuyor.nedense çocuklar çok seviyor o divanın altını.

anneannemle yapmayı sevdiğim en güzel şey o divanında kahvaltı yapmak.hava kıştır ve içeride soba yanar.biz divana kuruluruz karşılıklı,ortamızda kahvaltı sofrası.çay sobanın üstünde fokurdar,karşımda televizyon,solumda da cadde;sıcacık odada çayımı yudumlar,kahvaltı keyfi yaparım.

umarım daha uzun yıllar yaşar ve ben güzel anneannemle bu kahvaltıları doyasıya yaparım.